Karakterinizin Aynası Aracınız

Karakterinizin Aynası Aracınız

Araçların sürücülerinin karakterini nasıl yansıttığına dair üzerinde düşünülmesi gereken bazı çarpıcı fikirleri sizin için ele aldık.



Aynalarınız nasıl ki çevrenizde akıp giden trafiği sürekli olarak gözlem altında tutabilmenizi sağlıyorsa aracınız da size ayna tutuyor. Marka ve model tercihinizden araç yüksekliğine, kullanım alışkanlıklarınızdan rengine ve parlaklığına dek farklı yollarla size dair pek çok şey anlattığına emin olabilirsiniz. Kendiniz farkında olmasanız bile…
Aslında çevremizdeki araçlara zaman zaman hepimiz göz atarak kendi içimizde de olsa yorum yapıyoruz.. Pek çoğunun sürücülerinin karakterini net bir biçimde yansıttığını söylemek hiç de abartılı olmaz.
Sanatçı Lakwena Maciver’in MINI Recharged projesi için klasik bir MINI’ye getirdiği eğlenceli ve cesur yorum bunun kanıtı.


RENGÂRENK BİR TRAFİK



Renkler psikolojik bir etki yaratmaktan karşılıklı etkileşime dek pek çok konuda oldukça etkili. Moda, dekorasyon ya da reklam gibi pek çok sektörün ana enstrümanlarının başında renkler geliyor.
Otomotivde de araç boyası araştırma ve geliştirme faaliyetleri diğer bileşenler kadar büyük bir öneme sahip. Zira aracınızın rengi bir nevi vitrini.
Bu durumun rengi hepimiz açısından araç tercihinde belirleyici özelliklerden biri kıldığı söylenebilir. Yaşam stillerinin çeşitlenmesiyle son yıllarda daha önce pek rastlamadığımız renkler üretici firmalar tarafından tercih edilmeye başlandı.
BMW M4’ün ismini Brezilya’nın Sao Paulo şehrinden alan parlak sarısı ya da Audi Q8’in Dragon Orange Metallic olarak adlandırılan turuncusu bunun örnekleri. Her iki rengin de oldukça maceracı ruhlara hitap ettikleri söylenebilir. İsimleri ve ilham kaynakları da bunun göstergesi.
Turuncu rengin,  sürücülerinin karakterlerine dair yansıttığı neşeli ve dışa dönük pozitif bir hava var. Sanki amiyane tabirle “baz gaza gidelim” deseniz soluğu kilometrelerce uzakta alacaksınız gibi.
Metalik gümüş rengi ise modern bir yapıyı ortaya koyuyor. Bu renkte bir aracın sürücüsünün zarafetinin yanı sıra işine konsantre olduğu söylenebilir.
Kırmızı araçlar ise her zaman göz alıcı. Bu açıdan kırmızıyı tercih edenlerin dikkat çekmeyi ve ilgi odağı olmayı seviyor olmaları hiç de şaşırtıcı olmaz. İddialı ve tutkulu bir karaktere sahip oldukları ise tartışılmaz bile.
Konuya buradan baktığımızda trafikte renklerin çeşitliliğinin aslında bir nevi insan zenginliği olduğunu da görebiliriz.


ARACINIZIN YÜKSEKLİĞİ
 


Araç yüksekliğinden karaktere dair bir sonuç çıkarılabilmesi ihtimali kulağınıza garip gelmiş olabilir. Biz gene de iç dünyamızın derinliklerinden gelen bir dürtünün bu konudaki tercihlerimizde etkili olabileceği üzerine düşünmenizi isteriz. Elbette yüksekliği, aracın diğer özelliklerinden daha ön planda tutanlar için söylüyoruz bunu.
Standart yükseklik aralığındaki araçlar bu konuda kapsam dışı. Ancak ortalamanın üzerinde ya da altında olanların özellikle şehir içlerinde trafikteki davranış biçimlerine dahi yansıyan bir durum söz konusu.
Yaşayan bir organizmaya benzetilebilecek olan trafik, dünyada belki de karşılıklı etkileşimin en yüksek olduğu alan. Süreci sadece sizin hareketleriniz belirlemiyor. Çevrenizdeki diğer öznelerin tamamı kontrolünüz dışında.
İşte tam da bu noktada özellikle yüksek araç tercih edenlerin bunu kabul etmek istemedikleri söylenebilir. Bu tercih aktif olarak bir kontrolü sağlamasa da trafikte seyir halinde olup bitenleri gözlem altında tutarak bu arzumuzu giderebiliriz. Kontrol etme dürtüsünün kaynaklandığı noktalardan biri olan kendini güvende hissetme ihtiyacı da bu konuda etkili.
Yere çok yakın alçak araçları kullananlarda ise tam tersi bir duruma şahit olabilirsiniz. Bu sürücülerin ilk bakışta sadece kendisine odaklı oldukları düşünülebilir. Bu görüş belli açılardan doğruluk payı taşısa da alçak araç tercihi esasen başka bir şeyi yansıtıyor. Yoğun trafikteki yüksek araçların arasında zaman zaman kötü yol koşullarından dahi etkilenmeye bir yüksek özgüven.


ZENGİN AKSESUARLAR



Kimi insanlar için bir otomobilin üniversite sınavı sorularındaki gibi A kentinden B kentine mümkün olduğunca hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşımı sağlaması yeterli. Aracın yanında kendilerine bir de kontak anahtarı verildiyse başka hiçbir şeye ihtiyaçları yok.
Ancak bu şekilde değil A kentinden B kentine, arka sokağa kadar bile araba sürmekten haz etmeyecek insanlar da var. Bu kişilerin bir aracın fabrika çıkışıyla yetinmeleri mümkün değil. Hal böyle olunca da aksesuarları, ek donanım paketlerini ya da araç kullanımını destekleyen aplikasyonları tamamlamaya ayırdıkları süre araç seçimi ve alımından uzun sürebiliyor.
Bu kişilerin karakteriyle ilgili iki temel özellik söylenebilir. Öncelikle kesinlikle detaycı insanlar. Başkalarının varlığından dahi bîhaber oldukları detaylar onlar için olmazsa olmaz.
Detaycılıkla son derece bağlantılı diğer bir yönleri de mükemmeliyetçilikleri. Bu açıdan aynı işleve yakın herhangi bir aksesuar da kesmez bu kişileri. Araçlarından illa ki o aksesuarın olması konusunda kararlı olurlar.


BAGAJ DÜZENİ VE KAPASİTESİ
 


Bagajlar seyir halinde kapalı olduğu için ilk bakışta sürücünün karakterine dair bir sonuç çıkarmak güç. Ancak tam da aynı sebepten dolayı daha fazla ipucu barındırıyor olabilir. Araç ne kadar sokağa aitse bagajları da o ölçüde sürücülerin evi yerine koyabiliriz. Hatta kafalarının içine dahi benzetebiliriz.
Bagajları genelde boş olanlar lütfen yanlış anlamasın. Sözümüz bagajlarına Doctor Who’nun içi dışından büyük TARDIS adlı gemisi gibi davranarak eline ne geçtiyse tıkıştırmaya çalışanlara. Bu kişilerin bir kısmı daha garantici bir karaktere sahip oldukları için doğrudan bagaj kapasitesi fazla olan araçları tercih ediyor. 
Elbette bu yoğun bagajların ne kadar düzenli olduğu ya da içlerinde ne bulunduğu da önemli. Hani yukarıda bagajı sürücünün kafasının içine benzetmiştik ya. Aradığınızı asla bulamayacağınız bir bagajın unutkan ya da dağınık bir karakterin yansıması olduğu iddia edilebilir.
Bir hafta evvel yaptığı market alışverişinde aldığı ürünleri o zamandan bu yana işyeri ile evi arasında bagajında getirip götürenler ise üşengeç olup olmadıklarına kendileri karar versinler isteriz.


KULLANIM BİÇİMLERİ
 


Aracın kullanım biçimleri çok geniş bir konu. Öncelikle kast ettiğimizin trafikteki seyir biçiminiz ya da nasıl park ettiğiniz olmadığını söyleyelim. Bunlar daha çok davranış biçimlerine giriyor. Araç kullanırken hem kendini hem de başkalarını tehlikeye atacak şekilde hareketler yapanları ya da park ederken başka sürücüleri düşünmeyenleri zaten hiç anmayalım bile.
Üzerindeki toza çocuklar ya da gençler tarafından “beni yıka” yazılmış araçlara neyse ki artık çok daha az rastlıyoruz. Gene de trafikte ilk bakışta sürücüsünün ne kadar titiz bir karaktere sahip olup olmadığını anlayacağımız örneklerle karşılaşmak mümkün. Boş pet şişeler, yiyecek ambalajları ya da alışveriş fişleriyle seyahat edenlerden karşıdan karşıya geçen yayalardan birinin dokunduğu aracını aşağı inip silenlere dek.
Kullanım biçimine diğer bir örnek ise yürüyüş mesafesinde bir yere dahi aracıyla gidenler. Bunun o anlık ya da kişinin karakterinden kaynaklanan pek çok sebebi olabilir. Ancak biz bu konuda daha çok sonuçların üzerinde durmak istiyoruz. Aracınızı sevdiğinizi biliyoruz. Biz de Otomol olarak bu konuda sizlere hizmet vermekten mutluluk duyuyoruz. Gene de bu durum, o kadar kısa mesafelere yürüyerek gidin, hatta sağlığınız için uzun yürüyüşler yapın dememize engel değil. Çünkü sürüş keyfiniz ve güvenliğiniz bizim için ne kadar önemliyse sağlığınız da aynı ölçüde kıymetli.


…VE DE ELBETTE PLAKALAR



Aracınızın karakterinizi nasıl yansıttığına dair bir yazıda tabii ki plakaya değinmemek olmazdı. Zira muhtemelen hiçbir ülkede plakalara Türkiye’deki kadar önem verilmiyor.
Başka bir ilde doğup büyümüş olmasına rağmen kendi toprağı olarak gördüğü ilin plakasını yaşadığı yerde gururla taşıyan pek çok insan var. Ya da tuttuğu futbol takımının kısaltmasını içeren plakayı almak için hiçbir zahmetten kaçınmayanlar. Hatta ister il isterse de tuttuğu takım olsun sırf bu yüzden arzu ettiği plakayı taşıyan aracı satın alanlar bile. Bu sevgiye saygı duymaktan başka ne yapılabilir ki!?

İşin sosyolojik boyutu bir yana bu araç plakası hassasiyetini karakter açısından değerlendirdiğimizde bu kişilerin çok yüksek bir aidiyet duygusuna sahip olduğundan emin olabilirsiniz.

***

Araçların sürücülerinin karakterini nasıl yansıttığına dair üzerinde düşünülmesi gereken bazı çarpıcı fikirleri sizin için ele almaya çalıştık. Umarız okurken siz de keyif almışsınızdır.
Elbette tüm bunların klinik teşhisler olarak değil eğlenceli akıl yürütmeler olarak algılanmasını dileriz. Zira her ne kadar çoğunlukla araçlardan bahsetsek de hayatımızda belki de en insan odaklı unsur olan trafikte gideceğiniz yere en kestirme ve güvenli yol karşılıklı saygı, sevgi ve hoşgörüden geçiyor.
Otomol olarak rengârenk bir trafikte keyifli ve güvenli sürüşler dileriz.

 
Lütfen kayıtlı e-posta adresinizi giriniz. Şifreniz e-posta adresinize gönderilecektir.

Not: Hatırlatma iletisinin size ulaşmadığını düşünüyorsanız; Lütfen e-posta hesabınızdaki "Spam, Önemsiz, Junk Mail" gibi klasörleride inceleyiniz.